Bence en zor soru bu.. Fiziksel hayatımda yaptıklarıma bakarsak; adım Birce, 36 yaşındayım. İstanbul Üniversitesi Peyzaj Mimarlığı mezunuyum. Mesleği yapabilme ümidiyle farklı bir departmandan girmiş olduğum şirkette; 3 departmanda 5 yıl çalıştım. 2016 yılında kendime doğum günümde hediye verip biraz nefeslenebilmek için işten ayrıldım. 1 ay sonra evde bulduğum 'kırmızı bir yün ip' parçasıyla hayatımın altı üstüne geldi.
O zamanlar habersizdim Şems-i Tebrîzî’nin bu sözlerinde kendimi bulacağımdan. ‘Hakk’ın karşına çıkardığı değişimlere direnmek yerine teslim ol. Bırak hayat sana rağmen değil seninle beraber aksın. ‘Düzenim bozulur, hayatımın altı üstüne gelir’ diye endişe etme. Nereden biliyorsun hayatın altının üstünden daha iyi olmayacağını?’
30 yaşımdan sonra ilk defa ruhumu, benliğimi keşfetmeye başlamıştım. Geçmiş tramvalarımın hep benimle olduğunu ve hayatımı yönettiklerini fark ettim. Onları görüp, o zamanki hallerimi sevgiyle kucakladıkça iyileştiğimi hissettim. Bu çok zor, cesaret isteyen yolda 6 yıldır yürüyorum. Yol sonsuz, ama doğru yolda çabaladığını bilmek bile paha biçilmez.
Markanızın ortaya çıkış hikâyesini bizlerle paylaşabilir misiniz?
Her şey Instagram'da sayfama düşen String Art workshop reklamına tıklamamla başladı. Çivi ve iple figürler yapılıyordu. Araştırdım, workshop günü gelsin diye sabırsızlıkla beklemeye başladım. Ahşaba çivileri çakışım, iplerle ve boyalarla tatlı mı tatlı bir Japon kız ortaya çıkarışım hala aklımda. 3 saat 3 saniye gibi geçivermişti. O kadar çok sevmiştim ki kısa bir süre sonra tekrar wokshopa katıldım. Sonra evde kendim yapmaya başladım ve hayatımın hangi aşamasında olursam olayım bırakamadım. Kurumsal hayat, hamilelik, annelik 6 yıldır hayatımın her döneminde var String Art.
Yaptığınız iş tutkunuzsa; iş yaptığınızı hissetmezsiniz diye okumuştum bir yerde. String Art benim tutkum; birlikte değişmeye, dönüşmeye, gelişmeye devam ediyoruz.
Tasarımlarınıza ilhan kaynağı olan sanatçılar var mı? Varsa sizi en çok etkileyenler kimlerdir?
String Art farklı disiplinlerle bir arada olmaya çok yatkın bir sanat. Ben de nasıl yenilik katabilirim diye araştırma yaparken Hülya Özdemir'in kadın portrelerini gördüm. Öncesinde bilgisayar programında çizildiğini düşündüm. Detayları keşfettikçe hayran oldum. Birbirinden özgün kadın portrelerini sulu boya ile yapıyordu. Kendisine ulaşıp bir portresini String Art ile birleştirmek istediğimi söyledim. Günümüzde emek hırsızlığı kolayca ve fazlaca yapılıyorken beni tanımadan izin vermesini pek ummuyordum ama benim heyecanım, coşkum kelimelerime geçmişti sanırım. Kabul etti ve çok sevindim. Birbirimizi hiç görmemiştik, ama aramızda String Art ipleriyle güzel bir bağ kuruldu 2018 yılının son ayında. 2020 yılında bir araya geldiğimizdeki mütevaziliği ve içtenliğiyle bir kez daha hayran oldum kendisine. 41 farklı portresinin yüzlerce String Art tablosunu hazırladım. Ve ilk günkü heyecanla yapmaya devam ediyorum.
Tasarımlarınızın ortaya çıkış ve üretim süreçleri hakkında bizleri kısaca bilgilendirebilir misiniz?
String Art, dekorasyon oluştururken arzu ettiğiniz her şekle bürünebilen sınırsız bir sanat. Duvarınızı renklendirmek ya da canlandırmak için bir tablo gibi asabilir, bir kalemliği kişiselleştirebilir, durmadan karışan takılarınız için bir takılık tasarlayabilir, kalemle çizmiş olduğunuz one line art portrelerinize çivi ve iple 3 boyut kazandırabilir, kolye & küpe olarak takabilir, ahşap balkon korkuluklarını renklendirebilir, logo yapabilir, mimari ölçekte mekan dekoru tasarlayabilirsiniz. Yapabileceklerinizin sınırı hayal gücünüze ve yaratıcılığınıza kalmış.
Her şeyin aynılaştığı bir üretim ve tüketim döngüsünde özgün olabilmeyi nasıl sağlıyorsunuz?
Gelişime, farklılıklardan bütün oluşturmaya, dönüşüme kısacası; akışa izin vererek.
30x30 cm ahşap üzerine 80-90 çivi çakarak hazırladığım japon kız tablosundan; 60x80 cm bir tablo için ortalama 700 çivi kullandığım, one line art ile String Art’ı birleştirdiğim, saçlarına çiçekleri vidalayarak tutturduğum, “makeup studio”da kirpik tasarımını vurgulamak için 14 çift takma kirpik yapıştırarak gerçek kirpik algısı yarattığım kişiselleştirilmiş tablolara geçiş. Geçiş değil aslında bu akış. Hayatın akışına direnmeden onunla birlikte yol alırken severek yaptığın işe verdiğin emeğin dönüşümü.
Yerel ve özgün bir tasarımcı olarak piyasa koşullarında sizi en çok zorlayan şeyler nelerdir?
Global markaları hayatlarına dahil ederken sorgulamadan, pazarlığa girmeden ve belki sadece adını&logosunu taşıyabilmek için ederinin çok üzerinde ödemeler yaparken; emeğini, birikimini, özgünlüğünü katarak kendinden bir parça sunan tasarımcılar ile pazarlık yapmaya çalışan ve "Bunu yapmakta ne var ki! Ben de yaparım"cı kesim. Bu işin manevi kısmında zorlaması.
Maddi kısım hepimizin maruz kaldığı tüm giderlerimizin kat ve kat zam görmesi ve bir o kadar da alım gücümüzün düşmesi.