Cansui Design ve Aksesuar Tasarımlarının İlham Veren Hikayesi
,
Yazan: Tasarımcı İlişkileri
5 dakika okuma zamanı
Öncelikli olarak kendinizi tanıtabilir misiniz?
Merhaba, Ben Cansu, 1987 İstanbul doğumluyum. İstanbul'daki yerleşik hayatım sadece bebekliğimin ilk 6 ayını kapsıyor. Sonrasında ailemin kararı ile Bodrum'a yerleşmişiz.. İstanbullu olarak doğan ben, kendimi Bodrum'da çakıl taşlarının üzerinde koşarken bulunca ailemin vermiş olduğu bu karar seneler içinde beni hep mutlu kıldı. Özgür bir çocukluk, doğa ile iç içe geçen bir yaşam, beni üniversite seçimimde İzmir Dokuz Eylül Gemoloji ve Mücevher Tasarımı okumaya yolculadı. Üniversite bitince havasını, suyunu hissini çok sevdiğim Bodrum' uma geri döndüm, ve şimdi eşim, iki oğlum ve köpeğimizle yaşantımızı sürdürüyoruz.
Markanızın ortaya çıkış hikâyesini bizlerle paylaşabilir misiniz?
D.E.Ü. Gemoloji ve Mücevher tasarımı bölümünden 2007 yılında mezun oldum. O zaman babamın ofisindeki 5-6 metrekarelik boş küçük bir odayı atölye olarak görme hayalimle, babamdan o zamanlarda aldığım harçlıkla İzmir Kemeraltı'na gidip kendime bir kuyumcu tezgahı ve temel ihtiyaç olan malzemeleri aldım. Odanın içinde kendime kurduğum düzenle, bir masada çiziyor, tezgahımda üretiyor ve bir yandan yapmış olduğum ürünlerin fotoğraflarını bilgisayara ekliyordum. O zamanlar internet üzerinde bu kadar satış imkanı yoktu. İnsan şimdi Instagramın bile olmadığını düşününce bir garip hissediyor doğrusu. Zamanla facebookta ürünlerimi paylaşmaya başladığımda bir yandan da markama ne isim vereceğimi düşünüp durdum. O sırada birden ailemin ve dostlarım lakabım olan Canşui ismi ile paylaştığını fark edince "Canşui Takıları" markamın ismi olarak doğdu ve bu isimle yaşama kararı aldı. Sadece ilerleyen zaman ve kullanım kolaylığı sağlaması için hedefinde de global bir markaya yürüme hedefi olduğu için Ş harfini S harfine döndürüp Cansui Design olarak devam etme kararı aldık.
Tasarımlarınıza ilham kaynağı olan sanatçılar var mı? Varsa sizi en çok etkileyenler kimlerdir?
Aslında bu noktada sabit bir veya birkaç sanatçıya takılmıyorum. Sürekli bir değişim ve dönüşüm içindeyim. Takı sanatçılarını takip ediyorum ancak özellikle farklı sanat dallarından beslenmek bana daha iyi geliyor. Mesela Kuşbakışı koleksiyonu Sanat Tarihi kitaplarını karıştırırken tarihi mimari yapılara hayranlık duyarak ortaya çıktı. Bu süreçte en hayran kaldığım Mimar Sinan' dı.
Tasarımlarınızın ortaya çıkış ve üretim süreçleri hakkında bizleri kısaca bilgilendirebilir misiniz?
Öncelikle bir koleksiyon konusu belirliyorum. Sonra bu konu üzerinde uzun bir araştırma yapıyorum. Bilgiler sürekli olarak beynimde dönüp duruyor, koleksiyon olgunlaştığında beynim onu biliyor ve bu bazen bir ay bazen on ay gibi bir zaman alabiliyor. Bir kalem bir de kağıt ihtiyacı hissettiğim o an koleksiyon bir anda kağıda eskiz olarak dökülmüş oluyor. Eskizlerin üzerinden defalarca geçip son haline getirdiğimi düşündüğümde tezgaha oturma zamanı gelmiş demektir ama tezgah sizinle eskizlerden daha farklı konuşur ve tasarım koleksiyon içeriğine ve konuya bağlı kalmak şartı ile son halini mutlaka ama mutlaka tezgahta alır. Tasarımlarımın çiziminden, üretimine kadar bütün aşamalarına elimle dokunuyor ve onları seviyorum. Her seferinde bir doğum heyecanı, yaşamın içinde olma coşkusu hissediyorum. O his sizde güçlü olunca hem koleksiyonun enerjisi hem de insanların sahip olma isteği markamızı iyi satışlara ve bizdeki güzel enerjinin karşı tarafa geçmesine sebep oluyor.
Her şeyin aynılaştığı bir üretim ve tüketim döngüsünde özgün olabilmeyi nasıl sağlıyorsunuz?
Küçüklüğümden beri gümüş dükkanlarını gezmeyi çok severim ancak Bodrum'da bir çok gümüşçü olmasına rağmen hepsi genel olarak aynı ürünleri satardı ama burada özellikle Örümcek Takı ve Çerçim'i ayırmam gerekiyor çünkü vitrinlerine hayran hayran bakar, kendine has duruşlarıyla çok iyi işler çıkarırlar, diğer gümüşçülerden apayrı bir yerde olduklarını çabasız bir şekilde gösterirlerdi. Bu mesleği yapmaya karar verdiğimde, yolumdan şaşmayacağıma ve piyasanın beni yönlendirmeyeceğine dair bir söz verdim. Bu söze rağmen bazen çok zor zamanlar olabiliyor çünkü insanların burç kolye, nazar boncuğu vs gibi klasik istekleri hiç bitmeyebiliyor. Örneğin burç koleksiyonunu mesleğimin 10. yılında yaptım çünkü 19.yy Taş baskı burç çizimlerini bulmuş ve çok heyecanlanmıştım. Bir iş göğsümde kelebekler uçurmuyorsa yapamıyorum ve yapmayı kesinlikle tercih etmiyorum. Mesleğe bağlanma sebebimde hep görünenin ardındakini aramak olduğun için kapınız özgün olmaya daha kolay açılabiliyor.
Markanızı diğerlerinden farklı kılan en önemli özelliğiniz nedir?
Ürünler tamamen benim elimden çıktığı için müşterilerin taleplerine göre ürünleri kişiselleştirebiliyorum yada tamamen sıfırdan kişiye özel tek bir parça üretebiliyorum. Kopyalanan ürünlerim oldu. Hiç üzerinde durmayıp yenilerini, daha iyilerini ürettim. Tasarım ve üretim kısmına hakim olmak özgür hissettiriyor ve 15 yıllık tecrübeyi üzerine koyunca üstesinden gelemeyeceğim şey yok diyorum. Her gün öğrenmeye ve yenilenmeye devam ediyorum.
Marka felsefenizi ve sizi tanımlayan 3'er kelime nelerdir?
Böyle sorular beni çok zorluyor :) Seçtiğim kelimelerle bir türlü tam aktaramıyorum şöyle desem olmaz mı? Gözlerimizi kapatalım akdeniz sahilindeyiz, burnumuza iyot kokusu geliyor ve kulağımıza dalga sesleri. Gözümün önüne sahilde çıplak ayak denizin içinde yürüyen üzerinde iyi bir kumaştan sade bir elbise olan çabasız bir karizmaya sahip, ayakları yere basan, etrafında olan bitenin farkında, doğaya saygılı ve doğa ile bütün bir kadın duruyor. İşte o kadın Cansui kadını.
Yerel ve özgün bir tasarımcı olarak piyasa koşullarında sizi en çok zorlayan şeyler nelerdir?
Butik ve özgün üretim yapmama rağmen piyasadaki seri üretim ürünlerle fiyat kıyaslaması yapılması. Ürün malzemesinden, paketlemeye, sunuma her şeyi olabildiğince en iyi kalite sağlamaya çalışırken önünü alamadığım bir gider tablosu. Butik ürün satan dükkanların çoğunun konsinye çalışıyor olması. Atölyede üretim yaptığımız alet edevatların hepsinin dolar ve euro ile satılması ve daha çokça şey tabii. Bunlar sadece ilk etapta aklıma gelenler.
Kendi yerel markasını kurmak isteyen genç tasarımcılara önerileriniz neler olur?
Bir yerlerden ilk yılınızı kurtaracak bir sermaye bulmaya çalışın. Bulamıyorsanız da riske girip mutlaka profesyonellerle çalışın. Profesyonellerle çalışmak size kapılar açacaktır. Her şeyi ben yaparımcılık çok gerçekçi değil. İnanıp güvendiğiniz kişilere markanıza değer katabilmesi için fırsat verin. Bu bir özeleştiridir :). Geç olsa bile teslim ediyorum artık. Çalıştığınız kişiler size, markanıza inanmalı bu kısım çok önemli. Herkes iyi yaptığı işi yapsın. Ben tezgahımda ve çizim masamda mutluyum diğer işleri bilenlere teslim ediyorum.